Member-only story
İlham verilir mi, alınır mı?
Almak ve vermek.
Bu iki kelimeyi her şeyden bağımsız düşündüğümüzde bir alışverişi temsil eder.
Peki ilham, bir alışveriş mi, yoksa bir keşif mi?
İlham. ✨
Bazen beklemediğiniz anda göz kırpan; bir kahve kokusunun ortasında, sabahın erken saatlerinde aldığınız ılık duşta, samimi bir dost sohbetinde yolunuzun kesiştiği o dahiyane parıltılar.
İlhamı alan siz misiniz, yoksa ilham size verildi mi, ayırt etmek güçtür.
Çok uzun zamandır, ilhamlandıklarım üzerinden hayata geçirdiğim işler yapıyorum.
Size kendi perspektifimden bu paradoksu ifade etmek isterim.
Kimi zaman şairlere, yazarlara, ressamlara ya da müzisyenlere “Nasıl ilham aldınız?” diye sorulur.
Cevaplar genellikle, somut bir kaynağa dayanmaktan çok, derin bir içsel uyanışın, bir kıvılcımın sonucu olarak ifade edilir.
Peki, bu ilham denen şey nereden gelir?
Esasında ilham parıltıları her yerde, biraz da her şeyde.
Havada öylece asılı duruyor.
Onu görmemizi bekliyor.
Kimi zaman bir sanat eserinde kendini gösteriyor, kimi zaman yaşamın en sıradan anında.
